Uzun bir zaman önce çok büyük bir elma ağacı vardı. Küçük bir çocuk her gün gelip onun etrafında oynamayı çok severdi. Ağacın en tepesine tırmanır, elmalarını yer ve gölgesinde öğlen uykusu uyurdu.O, ağacı çok severdi ve ağaç da onunla beraber oynamaya bayılırdı. Aradan zaman geçti ve küçük çocuk büyüdü. Artık her gün ağacın çevresinde oynamıyordu.Bir gün çocuk a
Günün birinde çok zengin bir adam oğlu ile beraber bir yolculuğa çıktı. Amacı oğlunun fakir insanların nasıl yaşadıklarını kendi gözleri ile görmesi idi. İkisi birlikte çok fakir sayılacak bir ailenin doğanın ortasındaki evlerinde bir kaç gün ve gece geçirdiler.Yolculuk dönüşü baba oğluna sordu,”Oğul, yolculuk nasıl geçti?” Oğlan “Çok iyiydi, baba” diye cevap ver
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle vardı. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi oldu. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevdi.Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın hazinedarı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir oldu. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise duru
Ali her şeyi bildiğini zanneden bir filozoftu. Kendisini ülkenin en akıllı adamı olduğunu zannediyordu. Bir gün bir arkadaşının tavsiyesi ile bir deniz yolculuğuna çıktı. Filozof Ali gemide tayfalarla ve kaptanla sürekli olarak felsefe hakkında konuşmaya başladı. Kendisinin konuştuklarından hiçbir şey anlamıyorlardı. Yüzüne boş boş bakmaları üzerine Ali onlara so
Günün birinde trene binerken Gandhi’nin ayakkabılarından bir tanesi ayağından kayarak çıkmış ve trenin raylarının arasına düşmüştü. Tren hemen hareket etmeye başladığı için de ayakkabısını alamadı. Yanındaki arkadaşlarının şaşkın bakışları arasında Gandhi yavaşça ayakkabısının diğer tekini de ayağından çıkardı ve rayların yanına ilk tekinin olduğu yere doğru fırl