Bir dükkan sahibi, dükkanının vitrinine üzerinde “Satılık Köpek Yavruları” yazan bir tabela asarken, yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi.“Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?” diye sordu. Adam çocuğa yavruların en az 50 dolar ettiğini söyledi. Çocuk elini cebine attı, biraz bozuk para çıkardı, dükkan sahibine bakıp:“iki dolar otuz
Georges Pouchet’yeIVirelogne’a on beş yıldır uğramamıştım. Prusyalıların yıkmış oldukları şatosunu sonunda yeniden yaptıran dostum Servat ile birlikte avlanmak üzere oraya güzde gittim.Bu yöreyi son derece seviyordum, güzel dünyanın, gözü okşayan, gıcıklayan köşelerindendi. Böyle yerler maddi bir aşkla sevilir. Biz, toprağın büyülediği kimseler, çok
Isparta – Afyonkarahisar İl hududunda, Keçiborlu İlçesine yakın bîr mevkiin adı Yağbasan – Yağıbasan’dır. Burada bir köprü, bir çeşme, bir de çayırlık vardır bu adla anılan. Köylüler buralara Yağbasan Köprüsü, Yağbasan Çeşmesi, Yağbasan Çayırlığı derler. Bu adın nereden geldiğini köylüler şu hikaye ile açıklıyor:Efsaneye göre; Bir yağ tüccarı bol mikt
Benim bir arkadaşım vardır … Aşk için yaratılmıştır kendisi… 30 yaşındadır… 90 defa aşık olmuştur… Aşkları boy boy, cins cinstir… Lahuti, ilahi, Eflatuni, karasevdavi, cismani, hayvani, ila …Benim arkadaş yakışıklıdır, cerbezelidir, sportmendir ve kuşbeyinlidir… Yani, asrımızda, aşık tipinin bütün vasıflarını haizdir̷
Her pazar özgür kalır kalmaz iki küçük asker yola düzülürdü. Kışladan çıkınca sağa dönerler, bir askerlik gezintisi yapıyorlarmış gibi sıkı adımlarla Courbevoie’yı geçerler, sonra evlerden ayrıldıkları vakit daha rahat bir yürüyüşle Bezons’a giden tozlu ve çıplak yolu tuttururlardı.Yenleri ellerini örten çok geniş, çok uzun kaputlarının içinde yitmiş,