Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle vardı. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi oldu. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevdi.Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın hazinedarı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir oldu. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise duru
Ali her şeyi bildiğini zanneden bir filozoftu. Kendisini ülkenin en akıllı adamı olduğunu zannediyordu. Bir gün bir arkadaşının tavsiyesi ile bir deniz yolculuğuna çıktı. Filozof Ali gemide tayfalarla ve kaptanla sürekli olarak felsefe hakkında konuşmaya başladı. Kendisinin konuştuklarından hiçbir şey anlamıyorlardı. Yüzüne boş boş bakmaları üzerine Ali onlara so
Günün birinde trene binerken Gandhi’nin ayakkabılarından bir tanesi ayağından kayarak çıkmış ve trenin raylarının arasına düşmüştü. Tren hemen hareket etmeye başladığı için de ayakkabısını alamadı. Yanındaki arkadaşlarının şaşkın bakışları arasında Gandhi yavaşça ayakkabısının diğer tekini de ayağından çıkardı ve rayların yanına ilk tekinin olduğu yere doğru fırl
Bir zamanlar yardımseverliği ile ünlü bir kral vardı. İnsanlar onun için “O açlara yiyecek, bilginlere ödül ve asil insanlara onur ve ünvan dağıtır. O, hiç bir zaman vermekten yorulmaz” diyorlardı.Fakat aslında kral vermekten artık yorulmuş ve şöyle düşünmeye başlamıştı, “Bütün yaşamım boyunca ben herkese sadaka verdim ve ödül dağıttım. Bunu sonu yok. Bütün bu in
Bir zamanlar köyün birinde, fakir bir köylünün boğası ile zengin ağanın boğası arazide karşı karşıya geldiler. Boğaların arasındaki kavga sonucu fakir adamın boğası zengin adamın boğasını öldürdü. Zavallı fakir adam zengin ağanın kendisini cezalandıracağını düşünerek korkuya kapıldı. Korkudan titrer bir vaziyette zengin ağanın yanına koşarak gitti ve endişeli bir