Vaktiyle Bağdat’ta kıtlık olur. Açlıktan mecalsiz kalan bir fakir, içeriden ekmek kokusu gelen bir evin kapısını çalar:“Günlerdir ağzıma bir lokma girmedi. Allah rızası için bir ekmek verin” diye adeta yalvarır. Fakirin bu yalvarışına dayanamayan kadın, kızına “Al şu ekmeği, kapıdaki fakire veriver” der.Kızcağız, tandırdan yeni çıkan ekmeği fakir gence verir. Fak
Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş. Çok yemesi, çok demesi günahmış. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini sallar iken Zamanın birinde, kel bir oğlancık varmış. Anacığı ile birlikte çok yoksul bir hayat yaşarlarmış. Bu Keloğlanın Rüstem isimli bir de arkadaşı varmış. Keloğlanla Rüste
“Altın Kuş ile Gülnaz Sultan Masalı”Keloğlan Maasalları, Türk tarihinde önemli yeri olan, Andoluda dilden dile günümüze kadar gelmiş hâla zevkle anlatılan ve okunan Keloğlan’ın Macera dolu masal ve hikayeleri yer alır. Keloğlan Masalları eğlendirirken aynı zamanda düşündürür. Keloğlan Masalları; Altın Kuş ile Gülnaz Sultan MasalıBir varmış bir yokm
Keloğlan ve zavallı anacığı, yoklukla mücadele ederek hayatlarını sürdürüyorlarmış. Öyle fakirlermiş ki bir kuru ekmek, bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Komşularına göre, tarlaları çok azmış bakımını yapamadıkları içinde de verimsizmiş üstelik senelerin birinde öyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahçeleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur kalmış. Kış zama
Vaktiyle zengin bir ağa ve bir de ailesi varmış. Ağa, hizmetkâr tutup çalıştırırmış. Herkesin hayran olduğu yaşantıya sahipmiş. Yıllar sonra zenginliğini kaybetmiş. Köy halkıüzerindeki nüfuzu da azalmış. Bir gün evinin ocak başında hanımıyla oturuyormuş. Yanlarına hizmetçileri gelmiş oturmuş. Ağa içini çekerek: “Ah Felek,” demiş. Hizmetçi hemen Ağa’ya dönerek: “S