Işıklar geniş pencereli evlere yürüdü önce… Ve camların önünde dolaştı, kapıların önünde dolaştı, caddelerin derinliklerine baktı, sarıdan bir boya çekti. Tamam! İyi ama şehir bir tek cadde, bir tek sokak da şehir değildi. Yeryüzünün büyük aydınlıklar, bereketler dağıtan lambası sonradan aşağılara, çok aydınlık, çok sıcak isteyen, küçük, yaşama yaşama belir
Hanife teyze adında yaşlı bir komşumuz vardı.8 aydır konuya, komşuya bayat ekmeğiniz varmı? Varsa verin kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum diyordu…Çok da zayıflamıştı. Kiracıydı. Çok ucuza oturuyorum diye rutubetini çekiyorum diyordu.Eşinden dul maaşı alıyordu.8 aydır gülen, şaka yapan Hanife teyze gitmiş, yerine suskun, düşünceli Hanife teyze gelmişti.B
Dünyanın en güzel duygusudur belki de anne olmak. Bambaşka bir duygudur annelik, karşılık beklenmeyen sevgi hissi.. Hani derler ya anne olmalı insan anneliği anlayabilmek için. Bazen duygular yaşanmadan, anlatmakla anlaşılmıyor. Anlamak için illa yaşamak gerekiyor. Yaşayanın da nutku tutulur tam anlamıyla tasvir edemez bu yüce duyguyu. Doğru demiş anne: sorana;
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde “yetim-öksüz” kalan çok olur. Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler… Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. O teki kalmış
Yaşanmış Gerçek Bir Hikaye;İşimin yoğunluğu, eşim ve üç çocuğumun beklentileri sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu. O akşam annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim. Endişelendi ve hemen “İyi misin, her şey yolunda mı” diye sordu. Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz bir davetin mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte