Ali her şeyi bildiğini zanneden bir filozoftu. Kendisini ülkenin en akıllı adamı olduğunu zannediyordu. Bir gün bir arkadaşının tavsiyesi ile bir deniz yolculuğuna çıktı. Filozof Ali gemide tayfalarla ve kaptanla sürekli olarak felsefe hakkında konuşmaya başladı. Kendisinin konuştuklarından hiçbir şey anlamıyorlardı. Yüzüne boş boş bakmaları üzerine Ali onlara so
Kisrâ’nın meclisinde bilgelerden üçü bir araya geldiler. Rum ülkesinin filozofu, Hind’in filozofu ve Büzürcmihr. Sohbet sırasında laf lafı açtı ve söz “Dünyada an zor şey nedir?” sorusunun cevabına geldi.Rum filozof:Fakir ve muhtaç kimsenin yaşlanması, dedi.Hintli bilge: Hasta kimsenin, hastalığın yanı sıra bir de sıkıntı çekmesi, cevabını verdi.Sıra Büzürc
Dramalı Vezir Davut Paşa bir kitap hazırlıyor idi. Geceleri uykusundan çalıyor, kandilin kör ışığı altında sabahlara kadar çalışıyor idi. Acele etmesinin nedeni bu kalın kitabı padişahın doğum gününde ona sunacak olması idi.Gecenin bir yansında karısı Düriye Hatun, vezirin yanına geliyor,“Haydi yat artık efendi, gerisini yarın yazarsın” diyor idi.Ama
Mitolojik Hikayeler: Günün birinde fakir bir Miletli ile Gök tanrısı Zeus, Milet agorasında bir konu üzerinde tartışıyorlarmış. Her ikisi de söylediğinin doğru olduğu iddiasında. Hiç biri de pesetmiyor geri çekilmiyormuş. Esasında bir ölümlü ile bir tanrın ın hele, hele bir baş tanrının tartışması görülmüş duyulmuş değilmiş, fakat Milet Kenti, “filozoflar kenti”,
Kitabın Adı: Yüksek ÖkçelerKitabın Yazarı: Ömer SeyfettinBasım Yılı: 1986Yayın Evi: Serhat A.Ş.Kitabın Konusu Hikayenin sosyal bozulma olarak değerlendirilecek küçük bir anekdotta, yalıda çalışan ve çalışmak için alınan hizmetkarların hırsızlık yapmalarıdır. Hatice Hanım’ın yüksek ökçeli ayakkabıları bu anekdotun hikayenin başında ortaya çıkmasını engellemiştir.