Babam kaç gündür hasta yatıyordu, bilmiyorum. Kondumuzun bir odası vardı, mutfağımız banyomuz, oturma odamız, yatak odamız. Yerde yatardık. Babam duvarın yanında yatardı. Yine orada yatıyordu. Babamın yatması demek, eve hiç para girmiyor demekti. Zaten birikmiş paramızda yoktu. Evimizde bulgurumuz, mercimeğimiz, kuyruk yağımız vardı. Ama ekmek gerekliydi.Kalek
Moso, Uzakdoğu’da yetişen bir tür bambu ağacı. Moso dikildikten sonra, beş yıla varan zamana kadar, en ideal şartlar altında dahi hiçbir görünür gelişme meydana gelmez.Sonra, sihirli bir el dokunmuş gibi, birden bire günde 40-45 cm. kadar büyümeye başlar ve nihayet altı hafta içinde yaklaşık 27 metrelik boyuna ulaşır.Aslında sihir değil yaşanan. Yaratıcının
En iyi buğday yarışmasında senelerdir katılan bir çiftçi, büyük ödülü o yılda kazanmıştı. Yarışmayı izleyen gazeteciler, çiftçiden bu başarısının sırrını öğrenmek istediler. Çiftçiler, bu sırrın, kendi buğday tohumlarını komşularıyla paylaşmasında yattığını söyledi. Gazeteciler bu cevaba çok şaşırdılar:“Onlar sizin rakibiniz olarak yarışmaya katılıyorlar.
Öncelikle, düşündüren, yol gösteren bir hikayedir, buğday ve yulaf tohumunun hikayesi. Sonrasında İbretlik ve sonuçta ta, cesaretle korkmadan, hatta risk alarak, azimle, başarıya ulaşmanın sevincidir. İbret alınacak bir başarı hikayesidir. İyi okumalar.Bahar mevsimi, toprak içinde iki tohum yan yana yatıyorlardı. Buğday tohumu yanındaki yulaf tohumuna seslendi:–
Okul müdürümüz, öğretmenler günü münasebetiyle bir konuşma yapmamı rica etti. Oldum olası bu tür konuşmalardan sıkılırım. Hele bunları yazıya dökmek, konuşmaktan daha ağır gelir bana. Verilen vazifenin mesuliyeti ile zihnimi yoklamaya, ilk öğretmenlik yıllarımı hayal etmeye başladım. Başımdan bir sürü hâdise geçmişti. Bunlardan hangileri arkadaşlarımızın daha çok