Günün birinde adamın biri tarlasında çaşırken çok güzel bir mermer heykel buldu. Güzel olan her şeyi seven ve heykeli satın almak isteyen bir koleksiyoncu buldu ve heykeli ona götürdü. Koleksiyoncu heykel için yüksek mebla bir ücret ödedi. Adam elinde parası eve giderken düşündü ve kendi kendine şöyle dedi:“Bu para ne hayatlara değer! Bir insan bu kadar çok paray
Köylünün biri, ineklerinin sütünden tereyağı yapardı. Her gün tereyağının bir kilosunu kasabadaki fırıncıya satardı. Aldığı paranın bir kısmıyla fırıncıdan bir ekmek alır, köyüne dönerdi.Bir gün fırıncı köylüye çıkışmaya başladı:– Ben, sana güvenerek getirdiğin yağları hiç tartmadan aldım. Müşterilerime sattım. Oysaki sen yağları eksik tartıyormuşsun . Se
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde karanlık bir gecenin tam en epesinde Aydede ve Küçük Yıldız karşılaşmışlar yine. Küçük yıldız Tonton Aydede’ye selam vermiş, Tonton Aydede Küçük Yıldız’a gülümsemiş sonra ikisi de gökyüzündeki yerlerini almışlar.Uzun bir gece onları beklerken, Küçük Yıldız “ Hapşu” diye hapşırıvermiş. Tonton Aydede o
Uzunkulak sabahın erken saatlerinde köyden ayrılmış, otlamak için meraya gidiyordu. Şöyle bir kafasını kaldırıp havayı kokladı. Gün, güzel ve güneşli geçeceğe benziyordu. Etrafına bakınıp dururken yavaşladığını fark etti. Şimdi eğlence zamanı değildi. Karnı çok acıkmıştı. Adımlarını sıklaştırıp hızını artırırken düşüncelere daldı:“Şu dünyada dertten, kederden uza
Gizem dolu, sır dolu, pek çok bilinmezliklerle dolu kainatın bilmem nerelerinde sessizce dönüp durmakta olan sevgili dünyamız. Üzerinde yaşamalarına, hayat bulmalarına, barınmalarına olanak tanıdığın on binlerce yıldan beri her şeyi ile belki de sadece sende var olan canlı varlıklar. Özgün düşünme yetenekleriyle, hayal güçleriyle, inatçılıklarıyla her zaman, her