Bir tüccarın papağanı vardı; ama bu güzel kuşu kafese kapatmıştı. Tüccar bir gün Hindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı. Kölelerinin, cariyelerinin (kadın Hizmetçi) her birine tek tek, döndüğünde kendilerine neler getirmesini istediklerini sordu. Hepsi ayrı şeyler istedi. Tüccar papağanına da:“Ey güzel kuşum, Hindistan’dan sana ne getireyim, sen ne ister
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler.Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içi
Didim’in en önemli sembollerinden biri olan Medusa; Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona’dan biri olarak bilinir.Efsaneye göre, bu üç kız kardeşten yalnızca yılan saçlı Medusa ölümlüdür ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bu nedenle Antik dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak ama
Nasrettin Hoca bir akşam yorgun argın eve dönmüş. Karnı çok açmış. Gözlerinden uyku akıyormuş. Hanımı hemen yemek hazırlamış. Birlikte yemek yemişler. Nasrettin Hoca hanımına o gün yaşadıklarını anlatmış, hanımı da komşularından söz etmiş. Nasrettin Hoca yemekten sonra hemen yatmış ve derin bir uykuya dalmış. Gece Nasrettin Hoca’nın hanımı bahçeden gelen tıkırtıl
Nasrettin Hoca bir gün çalışmak için tarlasına gidiyormuş. Bu sırada birinin kendisine seslendiğini duymuş. Durup arkasına bakmış. Bir adam cebinden bir mektup çıkararak Nasrettin Hoca’ya göstermiş:– Hocam, ben aylardır başka ülkede yaşayan bir yakınımdan mektup bekliyordum. Gözlerim yollardaydı. Bugün beklediğim mektup geldi.– İyi ya, gözün aydın, de