Adamın biri, Harem-i Şerif’in âbidlerinden birine her akşam iki tabak yemek getiriyormuş. O da iftarını açıyor ve ertesi günde oruç tutuyormuş. Bu muhterem âbid Rabbine ibadet etmekten başka hiçbir işle meşgul olmuyormuş. Bir gün nefsi ona:– Rızkın, azığın hususunda şu yaratılmış, ölümüyle itimat eder, güvenir oldun. Bununla beraber bütün mahlûkata rızık v
Mısır’da bir padişah ölüm döşeğinde idi. Parlak yanağı iyiden iyiye solmuş, hastalıktan yüzü sararmıştı. Mısırlı hekimler onu iyileştirecek hiçbir ilaç bulamadılar. Hep birlikte başına toplanmış, çaresizce ölmesini bekliyorlardı. Ölmek üzere olan padişah şöyle sayıklıyordu:– Mısır’a benim gibi değerli bir padişah gelmemişti. Sonu ölüm olduktan sonra Mısır’ı
Şam Hükümdarlarından Melik Salih, kıyafet değiştirerek, her seher vakti kölesi ile şehre çıkar, çevreyi dolaşırdı. Arap geleneklerine uygun olarak, yüzünün yarısını örterek çarşı ve mahalleleri gezer, muhtaç kimseleri tespite çalışır, onlara hazinesinden yardımda bulunurdu. Merhamet sahibi, fakir dostu bir adamdı.Yine kölesiyle dolaşmaya çıktıkları bir gece, iki
Kisrâ’nın meclisinde bilgelerden üçü bir araya geldiler. Rum ülkesinin filozofu, Hind’in filozofu ve Büzürcmihr. Sohbet sırasında laf lafı açtı ve söz “Dünyada an zor şey nedir?” sorusunun cevabına geldi.Rum filozof:Fakir ve muhtaç kimsenin yaşlanması, dedi.Hintli bilge: Hasta kimsenin, hastalığın yanı sıra bir de sıkıntı çekmesi, cevabını verdi.Sıra Büzürc
Zamanın Yemen hükümdarı, oldukça cömert biridir. İhsanları her yere yayılmasına rağmen, Hatimi Tai’nin cömertliğinden bahsedilmesine tahammül edemez.Günün birinde sarayında herkese büyük bir ziyafet verir. Zengin fakir herkes yer. Halkın, (Hükümdarın ziyafeti ne kadar muhteşem oldu, neredeyse Hatime yaklaştı) dediğini duyunca, Hatim sağ kaldıkça, cömertlikte biri