Binbir zorluk içinde yurt dışından dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmek zorunda kalmış. İstanbul’dan kalkmış, memleketi olan Karaman’a gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığı için, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk” demişler.“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulg
Avucunu Yalamak Deyimi; ‘Beklediğin olmadı; umduğunu bulamadın’ anlamında kullanılan bir deyimdir.Bu deyim, kışın karlı ve soğuk havalarda inine kapanarak, tabanlarının altını yalamak suretiyle karın doyurmaya uğraşan ayıların hareketinden alınmıştır.Çünkü ayılar kışın arasa da yiyecek bulamaz hareket edecek olsa da, boşuna enerji tüketmiş olur. Bunu
Bir gün rüzgâr Güneş’le konuşuyormuş. Rüzgar, Vuvv… Ben senden daha güçlüyüm demiş.– Öyle mi? Demiş Güneş.– Elbette demiş rüzgâr. Bunu sana göstereceğim. Bak şu aşağıdaki yaşlı adamı görüyor musun?Güneş eğilip bakmış.– Görüyorum diye cevap vermiş.Rüzgâr gururla:– Gör bak! Onun ceketini çıkaracağım diye konuşmuş.Güneş:– Peki o zaman d
“Okula Dönüş”17 Ekim, PazartesiBugün yine okula başlıyoruz. Tatil aylarımız bir rüya gibi geçip gitti. Annem, beni Baretti Okulu üçüncü sınıfına kaydımı yaptırmak için götürürken, bir yandan kırlarda geçirdiğim o güzel günleri düşünüyordum. Şimdi bütün sokaklar çocukların sesleriyle cıvıl cıvıldı. Okula giden cadde üzerindeki kitapçı ve kırtasiyeler,
“Yeni Oğretmenimiz”18 Ekim, SalıYeni öğretmenimiz bu sabah kendini hepimize sevdirmeyi başardı.Sınıfa girdiğinde henüz yerine oturmuştu. Eski öğrencilerinden bazıları “Günaydın öğretmenim!” diyerek sınıfın açık kapısından onu selamlamaya başladılar. İçlerinden bazısı da onun elini öpmek için yanına kadar geliyordu. Bu manzarayı görünce bir