“Hoş geldin küçük insan!”“Ayıp oluyor ama müdür bey.”“Aaa! Ne ayıbı canım, latifenin ayıbı mı olur?”Oluyordu. Pek âlâ latifenin de ayıbı oluyordu. Artık burnuna kadar gelmişti Yüksel’in. Bırakacak gidecekti işi. Her sabah aynı terane, yetmişti artık. Her gün müdürün ona takılması onu sinir ediyor ve insanların içinde olunca da bir de gücendiriyordu. Ama devir sağ
Bir defasında hocama dedim ki:– Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şeykalmadı.Bana bir hurma uzattı ve dedi ki:– Bunu ağzında çiğneyip ye.Yedikten sonra bana sordu:– Şimdi sen büyüdün mü?– Hayır, dedim. Dedi ki:– Büyümedin fakat o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, saç oldu, tırnak oldu, hü
Günün birinde, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adamcağız ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar.Eşek ne olduğunu fark
Ölçün doğruluk olsun, aleyhinde dahi olsa doğruyu söylemekten çekinme. Haksız olduğun bir meselede, haklı olduğuna kendini inandırmaya çalışma. İnsanların kusurlarını gözünde büyütme. Arkadaş, dost, meslektaş ve yakınlarının kabahatlerini değil, meziyetlerini görmeye çalış. Kusurlarını ararsan, onlar da sende arar ve senin bulduğundan fazlasını bulurlar.Arabulucu
Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Öğretmeni orta ikinci sınıftayken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi.Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta haya