Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde, balta girmemiş ormanlardan birine bir adam gelmiş. Onu gören iki ağaç hüngür hüngür ağlamaya başlayınca uzaklardan bir başka ağaç neden ağlıyorsunuz diye sormuş.Ağlayan ağaç:“Artık sonumuz geldi.” Demiş. “İnsan denen canlı ormanımızda ve hepimizi kesecek.”Uzaktaki ağaç:“Korkma” demiş. “Nasıl olsa o bir yabancı. Bizi yeterin
Zamanın birinde maymunun biri, sebze, meyve ve kökler ile besleniyordu. Fakat zamanla yiyecek yemekleri tükenince başka bir ülkeye göç etmek zorunda kaldı. Gittiği ülkede Orangutan Maymunu olan bir büyük amcası vardı. Amcası ona ok, yay ve bir de sihirli bir keman verdi.Aradan uzun yıllar geçti, maymun tekrar vatanına döndü. Kurt ile karşılaştı. Birbirlerine hal
Güney Afrika’da yaşayan zengin bir çiftçi ailenin güzeller güzeli bir kızı vardı. Herkes herkes onu çok severdi. Bazıları ona sabah güneşi, bazıları da sabah yıldızı diye hitap ederlerdi. Yaşadıkları çevrede onunla evlenmek isteyen pek çok genç delikanlı vardı.Bu gençlerin içinde üç kişi onun ve ailesinin de ilgisini çekiyordu. Herkes Sabah Güneşi’nin kimin karıs
Bir varmış, bir yokmuş. Eski çağlarda, kuzey ülkelerinden birinde, ormanlar içindeki küçük bir köyde, Daniel adında bir çiftçi ve Anna adındaki karısı yaşıyorlarmış. Artık genç sayılmayacak yaşa gelmiş oldukları halde, Daniel ve Anna’nın çocukları yokmuş. Halleri vakitleri yerinde olduğundan, çocuksuz olmak, karı kocayı çok üzmekteymiş. Ama her ikisi de iyi
Ormanın derinliklerinde, yerlere düşmüş kocaman yaprakların altında, küçük, minimini bir şeyler kımıldanıyordu. Bir yerden öbür yere gidiyorlar, gizleniyorlar, meydana çıkıyorlar, ip-ince sesleriyle bağrışıyorlardı.Bunları uzaktan ağustosböceği, çekirge sanırsınız. Halbuki bunlar ne ağustosböceği, ne de çekirgedir. Bunlar, birçok senelerden beri ormanda yaşayan o