Oldum olası kendisine güvenen ve bununla gurur duyan birisiydi o. Çoğu kişiye göre başarılıydı da Etrafındakilere başarısının sırrını hep şöyle açıklardı. “Kontrol! Anahtar kelime bu. Kontrolü hiçbir vakit elden bırakmayacaksın. Aklını kullanacaksın. Adımlarını yere sağlam basacaksın. O zaman başaramayacağın şey kalmaz ” Kontrole verdiği bu önem yüzün
Japonya da dilden dile dolaşan, herkesin birbiri ile paylaştığı bir hikaye, ortalığı kasıp kavurmuş okuyan herkesi derinden etkilemiştir. Yazarının kim olduğunu bulamadığımız bu hikaye, günümüzde pek çok ailenin sorunlarından olan bir durumu gözler önüne sermiştir. Bildiğimiz gerçekleri bu hikaye ile tekrar hatırlatmak için sizlerle paylaşmak istedik. Çocuklarımı
Bir padişah, iki yüzü de astar olan bir kaftan giyerdi. Bunu gören biri padişaha:Ey adaletli padişah! Niçin kendine Çin ipeklisinden bir kaftan diktirmiyorsun? diye sordu.Padişah, o adama dedi ki:– Bu kadarcık elbise avret yerlerini örtmek ve bedeni korumak için yeterlidir. Senin Çin ipeklisi dediğin süsten başka bir şey değildir. Süs de kadınlara layıktır,
İldenizliler hanedanından Kızıl Arslan’ın oldukça yüksek ve sağlam bir kalesi vardı. Kale o kadar sağlamdı ki kimsenin orayı ele geçirmesine ihtimal dahi verilmiyordu. Bu kale az bulunur bir bahçenin içindeydi. Lacivert tabak gibi çimenlik içinde parlak bir yumurta gibiydi.Günün birinde uzaklardan bir Allah dostu, Kızıl Arslan’ı ziyarete geldi. Adam güngörm
Bir Bilgeye:– İnsan ne zaman yemek için acele eder? diye sordular. Bilge bu soruya şu cevabı verdi:– Zengin kimse, acıktığı zaman yemek için acele eder. Fakir ise bulduğu zaman yemek için acele eder. Ömür evini az veya çok yemek yüzünden yıkmayacak kadar ye. Yani yemek yüzünden hastalıklara uğramayasın, açlık yüzünden kendini yakmayasın.Zenginsen, acı